FENERBAHÇE TARİHİNDE SARI KANARYA
Bu yazıda Sarı Kanarya'nın Fenerbahçe tarihi ve kültüründeki yerini anlatacağım.
Sarı Kanarya sembolü, Fenerbahçemizin meşhur sarı kazaklı kalecisi Cihat Arman'a bir taraftarımızın seslenmesiyle halkın içinden çıkmıştır.
Cihat Arman, Fenerbahçemiz seremoniye çıkarken çalan, "Yaşa Fenerbahçe" marşındaki "Cihatlar, Lefterler, Canlar, Fikretler..." sözünün devamında yer alan "Hâlâ sevilen birer abidedirler..." kısmındaki abidelerden biridir. Fenerbahçemizde uzun yıllar sporculuk yapmıştır. Fakat kulübe verdiği emek bununla kalmamıştır.
Spor hayatı sonrasında yapmış olduğu yayıncılık faaliyetiyle uzun bir süre boyunca haftalık Fenerbahçe mecmuası çıkarılmasına olanak sağlamıştır. Fenerbahçe tarihinin baş aktörlerinden biri olarak, Fenerbahçe'nin geçmiş günlerinin kayda geçirilmesini temin etmiştir.
Onun Fenerbahçe'ye bıraktığı en büyük eser taraftarla sporcunun kurduğu hikâyeden gelen Sarı Kanarya sembolüdür. Bu abidevi sporcunun hatırası "Sarı Kanarya" tabirini pankartlardan tezahüratlara, marşlardan sloganlara, dükkân adlarından derneklere kadar birçok yere nakşettirmiştir.
Fotoğraf: Cihat Arman en önde sarı kazağıyla maça çıkarken.
----------
Cihat Arman, günlerden bir gün yine zor bir topu uçarak kurtardığında tribündeki taraftarlardan biri ona "Kanarya!" diye bağırır. Bu anlık sesleniş günlerden haftalara, haftalardan aylara, aylardan yıllara yayılarak bugüne kadar gelir.
----------
Fotoğraf: Cihat Arman kaleye gelen bir topu uçarak kurtarıyor.
Maç: Fenerbahçe 3-1 Beşiktaş (28 Nisan 1946).
Artık Cihat Arman bir semboldür. Zamanla kendisi unutulacak, gelgelelim Sarı Kanarya sembolü yaşayacaktır. Onu hiç tanımayanlar dahi stadyumlarda Fenerbahçe için "Sarı Kanarya" diye bağıracaktır.
Fotoğraf: 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramında Sarı Kanaryalar yazılı bayrakla Fenerbahçeli madenciler.
Tribünlerde uzun yıllar boyunca "Şampiyon Fenerbahçe!"den ayrı ve belki de çok olarak, "Şampiyon Kanarya!" diye bağrılmıştır.
Video: "Şampiyon Kanarya!" tezahüratları.
Yıl: 1989!
Video: Fenerbahçe üçlüsü.
Maç: Fenerbahçe 1-0 Galatasaray (26 Aralık 1982).
Ayrıca Fenerbahçe üçlüsü olarak bilinen tezahürat da "Kanarya!" diye bağrılarak tamamlanmaktadır.
Gazete: Belfast Telegraph (11 Kasım 1963).
Kanarya'nın şöhreti yurt dışına da yayılacaktır. Yabancı bir gazetede Fenerbahçe'den "Türkiye'nin Kanaryaları" olarak bahsedilir.
Video: Basketbol maçından "Kanarya"lı Fenerbahçe üçlüsü.
Fotoğraf: Sarı Kanaryam dergisi kapağı.
Başmecmuacı Cihat Arman'ın hatırasıyla sembolleşen "Sarı Kanarya" bir zaman sonra dergilerin adına konu olur. Hatta artık sarıya bile gerek kalmadan, "Kanarya" denildiğinde akıllara Fenerbahçe gelmektedir. Artık Fenerbahçe'nin cisimleştiği sembol Sarı Kanarya'dır. Basılı yayınlarda karikatürler "Sarı Kanarya" tasvirleri ile doludur. Bir taraftar Fenerbahçe'sini çizecekse aklına kanarya gelmektedir.
Taraftar İtalya'ya deplasmana gider. Bayraklarda "Sarı Kanarya" görülür.
Bir pankart yapılacaksa akla "Sarı Kanarya" gelir.
Bayrak: Juventus 2-0 Fenerbahçe (4 Aralık 1996).
Pankart:
ALEM OLDU OLALI KRALI BULUNAMADIYSA BU ALEMİN KRALI SENSİN KANARYAM
İmza: KASIMPAŞALILAR
Taraftar tezahüratlarda, marşlarda, şarkılarda hislenerek dinlediği ve söylediği "Sarı Kanarya"yı kıyafetlerinde taşımaktan gurur duyar.
Fotoğraf: Rambo Okan'ın "Sarı Kanaryalar" yazılı beresi.
Hatta taşımak yetmez. Doğrudan kanarya olur. Bir vakit Fenerbahçe Spor Kulübü, kanarya şeklinde çıkardığı yağmurluklarla taraftarına bu konu özelinde kolaylık sağlamıştır.
Şampiyon olan Fenerbahçe kafesteki kanaryayı azad eder. Sembolleşen kanarya törenlere konu olur.
Fenerbahçe tarihinin en önemli maçlarından birinde, skor 3-0 mağlubiyetten 4-3'e gelir ve sonrasında şampiyon olunur. Atılan gollerden birinin öncesinde derinlerden gelen ses "Kanarya kanarya! Saldır saldır kanarya!" şeklindedir.
Sarı Kanarya için pankartlar, tezahüratlar, marşlar, şarkılar yetmez. Şiirlere konu olur.
Son dönemlerde Fenerbahçemizin semti olan Kadıköy'ün sembolü addedilen boğanın, Fenerbahçe'nin sembolü olması gerektiği tartışmaları ortaya çıktı. Hatta kulüp bazı ürünler çıkarttı ve taraftarın azınlıktaki bir kısmı çeşitli branşlarda maskot olarak seçilen bu sembolü benimsedi. Tarih kendini kurar, inşa eder. Semboller bir ihtimal değişebilir. Fakat bu kadar güçlü bir geçmişi olan Sarı Kanarya'nın yeri, Fenerbahçe ile ilgisi olmayan bir heykel ile değişir mi? İşte, "İmkânsız diye bir şey yoktur." sözünün devre dışı kaldığı soru budur. Değişmez! İmkânsız! Boğa esasen Kadıköy'ün dahi sembolü olmayıp, günü gelip oradan kaldırılabilecek bir eser iken yeni nesil taraftarlarda yerleşen bu konuyu tümden reddetmiyorum. Dolayısıyla iki sembol arasındaki derin farkı anlatmak için bu satırları yazıyorum. Hatta tüm bu okuduğunuz yazıyı sırf bu sebepten yazdım.
Çeşitli branşlarda Fenerbahçemizin semtinin eseri olan boğanın sarı lacivert renklerle sembolize edilmesinde bir sakınca görmezken, Sarı Kanarya'nın değeri ile boğanın köksüzlüğünü ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle şu hatayı düzelteyim. Boğa heykeli Kadıköy'ün ezeli sembolü değildir. Heykelin şimdiki yeri olan Kadıköy Altıyol'a getirilme tarihi 1987'dir. Ondan önce çeşitli tarihlerde aynı ilçedeki kaymakamlık binası yakınına ve hatta karşı yakada bulunan Spor ve Sergi Sarayı'nın önüne koyulmuştur. Heykel 1949-69 yılları arasında Avrupa Yakası'ndaki Spor ve Sergi Sarayı'nın önündedir. Ancak bu tarihten sonra Kadıköy'de görülmüştür. Ayrıca heykel bir tane değildir. Eskişehir'de de bir kopyası bulunmaktadır.
Fotoğraf: Boğa Heykeli Spor ve Sergi Sarayı'nın Önündeyken
Fotoğraf: Boğa Heykeli Spor ve Sergi Sarayı'nın Önündeyken
Heykelin kendi tarihine bakıldığında Fransa üretimli olup, padişah Abdülaziz'in beğenip istediği bir eser olduğu anlaşılıyor. En başta Beylerbeyi Sarayı, Yıldız Sarayı gibi mekânlarda sunuluyor. Ardından yine adresi değişirken çeşitli özel malikânelerde sergileniyor.
Özetle, Kadıköy'ün sembolü olarak sayılan boğa aslında en başta Kadıköy'ün sembolü değildir. Kökeni bambaşka yerlerden gelen bir heykel iken, 1987 yılından itibaren ilçenin önemli bir kamusal alanında açıkça görülmesiyle zamanla Kadıköy'e sembol olmuştur. Fenerbahçe'yle alakası yalnızca semt bağlamında oluşmuştur. Çünkü Kadıköy demek, Fenerbahçe demektir. Bu bağlamda özdeşlik kurulması anlaşılabilir. Fakat Sarı Kanarya'nın kulüple olan bağı ile boğanın yapay sembolizmi kıyas edilemez derecededir. Bilmeyenlere duyurulsun.
Sarı Kanarya sembolü Fenerbahçe'nin kendi değerlerinden oluşup tarihiyle bütünleşerek kulüple özdeşleşmiştir. Sayısız tezahüratta adına bağrılmış, sayısız pankarta yazılmıştır. 1907'de bir Sarı Kanarya yoktur. Fakat artık Sarı Kanarya denildiğinde akla Fenerbahçe gelmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder